Ipek
New member
[color=] Maşallah Dediğinde Ne Denir? Bir Hikâye Üzerinden Düşünceler
Geçenlerde bir arkadaşımla yürüyüş yapıyordum ve sohbet arasında başıma gelen bir olayı anlatmam gerekti. Şöyle oldu: O gün, sokakta yürürken tanıdık birini gördük. Yanına yaklaşırken, gözleri parlıyor ve yüzü gülüyordu. “Maşallah, ne güzel görünüyorsun!” dedi. O kadar içten ve doğal bir şekilde söyledi ki, kendimi bir anda gözlerinin içine bakarken buldum. Ama sonra bir soru kafama takıldı: Bu sözlere ne demek gerekiyor? O kadar sık duyduğumuz bir ifade ama derinlerinde ne kadar çok şey gizli, hiç düşündük mü?
Hadi gelin, bu soruyu, "Maşallah" diyen birine ne denir diye bir hikâye aracılığıyla daha derinlemesine keşfedelim.
[color=] Hikâyemizin Başlangıcı: Sokakta Bir Gülümseme
Günlerden bir gün, bir kasaba yerleşiminde, Esra ve Onur diye iki arkadaş bir yürüyüşe çıkmıştı. Esra, neşeli ve sosyal bir kadındı, her anı dolu dolu yaşar, insanlarla hemen kaynaşırdı. Onur ise daha sakin ve çözüm odaklıydı. Esra, konuşmayı sever, etrafındaki her detayı gözlemler ve sohbetlere katılırken, Onur daha çok gözlemci bir kişiydi, daima bir adım geri durur, doğru zamanı beklerdi.
İkisi kasabanın en işlek caddesinden geçerken, yaşlıca bir adam onlara doğru yürüdü. Adam, Esra'nın bakışlarından ve enerjisinden oldukça etkilenmişti. Gözleri parlıyor, "Maşallah!" dedi, "Çok güzel görünüyorsun." Bu, Esra için o kadar doğal bir şeydi ki hemen teşekkür etti ve gülümsedi. Ancak Onur, bu durumu hemen fark etti.
[color=] Maşallah ve Derinlik:
Onur, Esra'ya baktı ve biraz düşündü. Maşallah… Bu kelime, bazen sadece bir övgü olarak çıkıyor dudaklardan, ama bir derinlik taşıyor mu? Bazen insanlar, gözlemlerine dayalı olarak bir şeyi güzel gördüklerinde, bunun sadece dışsal bir beğeni mi yoksa içsel bir takdir mi olduğunu sorgulamak gerekiyor. Onur, adeta bu düşüncelerle doluydu ve Esra'ya, “Sence 'maşallah' deyip geçmek, gerçekten neyi ifade ediyor?” diye sordu.
Esra önce şaşkınlıkla baksa da, hemen devam etti: “Bilmiyorum, belki sadece bir nazardan korunmak için söyleniyor. Yani, birinin güzel olduğunu söylediğimizde, neredeyse otomatik olarak nazara inancımızı gösteren bir ifade değil mi? Ama bazen insanlar gerçekten de güzel bir şey gördüklerinde içten bir şekilde bunu ifade etmek istiyorlar."
Onur, başını sallayarak biraz daha derin düşündü. “Evet ama aslında ‘Maşallah’ demek, bazen insanın o anki ruh halini yansıtan, o anın güzelliğini takdir etme şeklidir. Ama aynı zamanda insanlar bunu her zaman bir korku ya da tedirginlikle de söyleyebilirler, değil mi?” dedi. Onur’un sözleri, Esra'nın kafasında yeni düşünceler uyandırdı. İnsanların birbirine bu şekilde övgülerde bulunmalarının altında, korku, sevgi, şüphe ve samimiyetin karışımından bir şeyler olduğunu fark etti.
[color=] Toplumun Maşallah’a Yansıması:
Esra ve Onur, yürümeye devam ederken bu konuşmaları üzerine düşündüler. Onur, toplumların, bireylerin ve özellikle kadınların nasıl sürekli olarak başkalarının onayını beklediğini söyledi. "Maşallah" gibi ifadeler, bazen görünüşün ya da davranışların onaylanması gibi bir araç haline gelebilir. Erkekler bu noktada genellikle daha pratik ve sonuç odaklıdır. Mesela, Onur bu tür durumları daha çok analitik düşüncelerle yaklaşarak, bir ifadenin ne kadar içten olduğunu ya da sadece sosyal bir gereklilikten ibaret olup olmadığını sorguladı.
Kadınlar ise, özellikle toplumsal baskı altında daha çok ilişkisel düşünmeye eğilimli olabilirler. Esra, bunun, insanlar arasında empati kurma, bağlantı yaratma ve duygusal bir bağ oluşturma amacı taşıyan bir dil şekli olduğunu vurguladı. Bu, aynı zamanda kadınların toplumsal yapı içerisinde, ilişkileri daha derinlemesine, bazen de daha duygusal bir biçimde kurduklarını gösteriyor. Esra, "Evet, belki de ‘Maşallah’ demek, insanları birbirine bağlayan ve aynı zamanda her biriyle toplumsal anlamda bağlantı kurma çabasıdır" dedi.
[color=] Duyguların Sosyal Gücü:
Biraz durup düşündüler; bazen bu tür ifadeler, toplumsal normlar ve inançlar nedeniyle ortaya çıkar. Onur, "Bazen, dışarıdan bir gözle bu tür ifadelerden anlam çıkaramayabiliriz. Ama duygular, toplumsal yapının içinde, bir dil aracılığıyla iletilir ve güç kazanır. Örneğin, 'Maşallah' demek, sadece güzel bir şeyi tanımlamak değil, aynı zamanda bir içsel rahatlama ve güvence ihtiyacı ile ilgilidir." dedi.
Esra, biraz düşündü ve “Gerçekten de, bu tür ifadeler, toplumda birbirimize sağladığımız güvenin bir göstergesi. Bunu söylediğimizde, sadece başka birinin güzelliğini kabul etmek değil, aslında içten bir şekilde onları onurlandırıyor ve onların başarılarını kabul ediyoruz,” dedi.
[color=] Sonuç: Ne Denir?
Hikayenin sonunda, Esra ve Onur, "Maşallah" dediğinde aslında ne demek gerektiğini daha iyi anladılar. Her iki bakış açısının da önemli olduğunu kabul ettiler. Erkeklerin çözüm odaklı, stratejik yaklaşımları, toplumsal normlara ve sonuçlara odaklanırken, kadınların daha empatik, ilişkisel yaklaşımları duygusal bağlar kurmanın ve anlam yaratmanın gücünü yansıtıyordu.
Onur son olarak, “Bence 'Maşallah' dediğinde, sadece güzel bir şeyi takdir ediyorsun. Ama derinlemesine düşündüğümüzde, aslında duygusal bir güvence de veriyorsun,” dedi. Esra ise gülümseyerek, “Evet, belki de bazen bu kelime, sadece o anın güzelliğiyle değil, birine duyduğumuz derin saygı ve takdirle söyleniyor,” dedi.
Sonuçta, ‘Maşallah’ demek ne kadar önemli olursa olsun, belki de esas önemli olan şey, insanların birbirlerine söyledikleri her kelimenin içindeki duyguyu doğru anlamak ve o duyguyu en içten şekilde karşılamak olmalı.
Peki, sizce “Maşallah” gibi toplumsal bir ifadeye nasıl yaklaşmalıyız? Bu kelimenin içinde yatan anlamları, toplumsal bağlamda ne kadar doğru anlayabiliyoruz?
Geçenlerde bir arkadaşımla yürüyüş yapıyordum ve sohbet arasında başıma gelen bir olayı anlatmam gerekti. Şöyle oldu: O gün, sokakta yürürken tanıdık birini gördük. Yanına yaklaşırken, gözleri parlıyor ve yüzü gülüyordu. “Maşallah, ne güzel görünüyorsun!” dedi. O kadar içten ve doğal bir şekilde söyledi ki, kendimi bir anda gözlerinin içine bakarken buldum. Ama sonra bir soru kafama takıldı: Bu sözlere ne demek gerekiyor? O kadar sık duyduğumuz bir ifade ama derinlerinde ne kadar çok şey gizli, hiç düşündük mü?
Hadi gelin, bu soruyu, "Maşallah" diyen birine ne denir diye bir hikâye aracılığıyla daha derinlemesine keşfedelim.
[color=] Hikâyemizin Başlangıcı: Sokakta Bir Gülümseme
Günlerden bir gün, bir kasaba yerleşiminde, Esra ve Onur diye iki arkadaş bir yürüyüşe çıkmıştı. Esra, neşeli ve sosyal bir kadındı, her anı dolu dolu yaşar, insanlarla hemen kaynaşırdı. Onur ise daha sakin ve çözüm odaklıydı. Esra, konuşmayı sever, etrafındaki her detayı gözlemler ve sohbetlere katılırken, Onur daha çok gözlemci bir kişiydi, daima bir adım geri durur, doğru zamanı beklerdi.
İkisi kasabanın en işlek caddesinden geçerken, yaşlıca bir adam onlara doğru yürüdü. Adam, Esra'nın bakışlarından ve enerjisinden oldukça etkilenmişti. Gözleri parlıyor, "Maşallah!" dedi, "Çok güzel görünüyorsun." Bu, Esra için o kadar doğal bir şeydi ki hemen teşekkür etti ve gülümsedi. Ancak Onur, bu durumu hemen fark etti.
[color=] Maşallah ve Derinlik:
Onur, Esra'ya baktı ve biraz düşündü. Maşallah… Bu kelime, bazen sadece bir övgü olarak çıkıyor dudaklardan, ama bir derinlik taşıyor mu? Bazen insanlar, gözlemlerine dayalı olarak bir şeyi güzel gördüklerinde, bunun sadece dışsal bir beğeni mi yoksa içsel bir takdir mi olduğunu sorgulamak gerekiyor. Onur, adeta bu düşüncelerle doluydu ve Esra'ya, “Sence 'maşallah' deyip geçmek, gerçekten neyi ifade ediyor?” diye sordu.
Esra önce şaşkınlıkla baksa da, hemen devam etti: “Bilmiyorum, belki sadece bir nazardan korunmak için söyleniyor. Yani, birinin güzel olduğunu söylediğimizde, neredeyse otomatik olarak nazara inancımızı gösteren bir ifade değil mi? Ama bazen insanlar gerçekten de güzel bir şey gördüklerinde içten bir şekilde bunu ifade etmek istiyorlar."
Onur, başını sallayarak biraz daha derin düşündü. “Evet ama aslında ‘Maşallah’ demek, bazen insanın o anki ruh halini yansıtan, o anın güzelliğini takdir etme şeklidir. Ama aynı zamanda insanlar bunu her zaman bir korku ya da tedirginlikle de söyleyebilirler, değil mi?” dedi. Onur’un sözleri, Esra'nın kafasında yeni düşünceler uyandırdı. İnsanların birbirine bu şekilde övgülerde bulunmalarının altında, korku, sevgi, şüphe ve samimiyetin karışımından bir şeyler olduğunu fark etti.
[color=] Toplumun Maşallah’a Yansıması:
Esra ve Onur, yürümeye devam ederken bu konuşmaları üzerine düşündüler. Onur, toplumların, bireylerin ve özellikle kadınların nasıl sürekli olarak başkalarının onayını beklediğini söyledi. "Maşallah" gibi ifadeler, bazen görünüşün ya da davranışların onaylanması gibi bir araç haline gelebilir. Erkekler bu noktada genellikle daha pratik ve sonuç odaklıdır. Mesela, Onur bu tür durumları daha çok analitik düşüncelerle yaklaşarak, bir ifadenin ne kadar içten olduğunu ya da sadece sosyal bir gereklilikten ibaret olup olmadığını sorguladı.
Kadınlar ise, özellikle toplumsal baskı altında daha çok ilişkisel düşünmeye eğilimli olabilirler. Esra, bunun, insanlar arasında empati kurma, bağlantı yaratma ve duygusal bir bağ oluşturma amacı taşıyan bir dil şekli olduğunu vurguladı. Bu, aynı zamanda kadınların toplumsal yapı içerisinde, ilişkileri daha derinlemesine, bazen de daha duygusal bir biçimde kurduklarını gösteriyor. Esra, "Evet, belki de ‘Maşallah’ demek, insanları birbirine bağlayan ve aynı zamanda her biriyle toplumsal anlamda bağlantı kurma çabasıdır" dedi.
[color=] Duyguların Sosyal Gücü:
Biraz durup düşündüler; bazen bu tür ifadeler, toplumsal normlar ve inançlar nedeniyle ortaya çıkar. Onur, "Bazen, dışarıdan bir gözle bu tür ifadelerden anlam çıkaramayabiliriz. Ama duygular, toplumsal yapının içinde, bir dil aracılığıyla iletilir ve güç kazanır. Örneğin, 'Maşallah' demek, sadece güzel bir şeyi tanımlamak değil, aynı zamanda bir içsel rahatlama ve güvence ihtiyacı ile ilgilidir." dedi.
Esra, biraz düşündü ve “Gerçekten de, bu tür ifadeler, toplumda birbirimize sağladığımız güvenin bir göstergesi. Bunu söylediğimizde, sadece başka birinin güzelliğini kabul etmek değil, aslında içten bir şekilde onları onurlandırıyor ve onların başarılarını kabul ediyoruz,” dedi.
[color=] Sonuç: Ne Denir?
Hikayenin sonunda, Esra ve Onur, "Maşallah" dediğinde aslında ne demek gerektiğini daha iyi anladılar. Her iki bakış açısının da önemli olduğunu kabul ettiler. Erkeklerin çözüm odaklı, stratejik yaklaşımları, toplumsal normlara ve sonuçlara odaklanırken, kadınların daha empatik, ilişkisel yaklaşımları duygusal bağlar kurmanın ve anlam yaratmanın gücünü yansıtıyordu.
Onur son olarak, “Bence 'Maşallah' dediğinde, sadece güzel bir şeyi takdir ediyorsun. Ama derinlemesine düşündüğümüzde, aslında duygusal bir güvence de veriyorsun,” dedi. Esra ise gülümseyerek, “Evet, belki de bazen bu kelime, sadece o anın güzelliğiyle değil, birine duyduğumuz derin saygı ve takdirle söyleniyor,” dedi.
Sonuçta, ‘Maşallah’ demek ne kadar önemli olursa olsun, belki de esas önemli olan şey, insanların birbirlerine söyledikleri her kelimenin içindeki duyguyu doğru anlamak ve o duyguyu en içten şekilde karşılamak olmalı.
Peki, sizce “Maşallah” gibi toplumsal bir ifadeye nasıl yaklaşmalıyız? Bu kelimenin içinde yatan anlamları, toplumsal bağlamda ne kadar doğru anlayabiliyoruz?